Dualarda buluşmak dileğiyle...

30 Ramazan 40 Tavsiye - 1


Öncelikle hepinizin Regaib Kandilini kutlar, hayırlara vesile olmasını dileriz. Bu yazımızda Yusuf ÖMEROĞLU'nun 30 Ramazan 40 Tavsiye kitabından kısa kısa alıntılarda bulunacağız. Bu kırk vesile arasında dinin emirlerine yönelenleri teşvik edici, Kuran'a ihtimam etmeye teşvik edici husular bulunduğu gibi, sadece kadınlara ve çocuklara yönelik değerlendirmeler de bulunmaktadır. Kitaptaki ana başlıklar değiştirilmemiş başlıklar ile ilgili açıklamalarda yer yer blogumuzun görüşlerine yer verilmiştir.


Ramazan Ayını İhya Etmek İçin 40 Vesile (Tavsiye)

1- Ramazan ayını iki kez oruç tutarak geçirmek istemez misiniz?

Efendimiz (sav) buyurdular: “Kim bir Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse, onun sevabı kadar da kendisine sevap yazılır. Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez.” 
(Tirmizî, Savm: 82; İbni Mâce, Sıyam: 40)


Bunu birkaç şekilde yapabiliriz:

-İftar yemeğinin maddi bedelini (5-10 TL arası bulunduğumuz şehre göre bu miktar değişebilir) oruçluya vermektir. . Oruçlu kimse yakınınız veya tanıdığınız biri değilse bu daha uygun gelebilir.
-Evimize davet ederek. Akraba, komşu vb için. Akraba için vereceğiniz iftar, aynı zaman da sılayı rahim olacağı için iki kat ecirli olacaktır.
-Bir lokanta sahibi ile anlaşıp kimsesiz birine aylık iftar bedelini ödeyerek bu hayrınızı gizlemek te isteyebilirsiniz. Böylece hiç tanımadığınız birisine iftar ettirmiş olacaksınız.
-Bir lokantada, restaurantta, mesire alanında(piknik) buluşup iftar vererek
-Evde yemek hazırlayıp bekar evlerine veya öğrenci evlerine götürmek. Özellikle fırında yapılan yemekler taşıma vb açısında daha pratik olmaktadır. 
-Yardıma muhtaç olduğunu bildiğiniz bir ailenin kapısına bir gün önceden bir not bırakın "İftar hazırlamayın, yarın iftarınız bizden" Notun altına da yukarıda zikrettiğimiz hadisi yazabilirsiniz. Ertesi gün kendi evinize yemek sipariş edin. Durumu siparişi getiren kişiye arzedin, ücretini ödeyin ve yemekleri götüreceği yeni adresi verin. Hem böylece yemeği gönderdiğiniz ailenin rencide olma ihtimali ortadan kalkacaktır.

2- Yardıma muhtaç kişiler için sadaka kutuları
Kimsesizler, yetimler, öksüzler, yardıma muhtaç öğrenciler, geçimin sağlayamayacak derecede engelli olanlar, savaş bölgesinde olanlar, kıtlıkta olanlar.. için sadaka kutuları oluşturalım. Mümkünse kutular saydam olsun ki sadaka verecekleri teşvik edici olsun. İlk başta kutunun içine biraz para bırakarak "Para parayı çeker" mantığı ile daha çok yardım toplayabilirsiniz. Ayrıca kutunun yanına yardım ile ilgili bir resim asabilir veya sadaka verilecekler ile ilgili görsellerin bulunduğu dijital fotoğraf çerçevesi yerleştirebilirsiniz. Verilen sadakaların arttığını göreceksiniz.

3- Gönüllü olarak vakıf ve derneklere yardım dağıtmak
Mahallenizde yardım yapan, yemek dağıtan kuruluş veya organizasyonlarda rol alabilirsiniz.

4- Yardıma muhtaç kimselerin kaldığı kurumları ziyaret etmek
Çam sakızı çoban armağanı hediyelerimizi yanımıza aldıktan sonra darülaceze, daruleytam, huzur evi veya kimsesiz çocuklara bakılan sevgi evlerinin yolunu tutabilirsiniz.

5- Televizyon ve internetin zararlarından şikayetçi iseniz bir fırsat
Bir ay için TV ve interneti belli bir programa bağlayın. Günlük şu kadar saat izleyebiliriz diye karar alın. Bunu yaparken ailenizle toplantı şeklinde yapmanız daha olumlu sonuçlar doğuracaktır. Bizi tefekküre yönelten ve şükretmemizi teşvik eden videoları, Efendimizin (sav), sahabe efendilerimizin ve alim zatların biyografileri niteliğindeki videoları ailece izleyebiliriz.

6- İftar vaktini dua ile beklemek
İftar vakti gelmeden evvel sofrada bekleyelim. Ezan okununca  iftar duasını ettikten sonra besmele çekelim ve su, tuz, hurma veya zeytin (Ateş değmemiş gıdalar ile yemeğe başlamak sünnettir.) ile orucumuzu açalım. Doysak ta sofradan kalmayalım ki davetliler iftarlarına rahatça devam edebilsinler.
Yemek adabı ile ilgili bilgilere aşağıdaki linklerden ulaşabirsiniz.
Peygamber Efendimizin yemek konusundaki sünneti nedir?

7- İftarı anne - baba ile açmak, onlara yakın olmak
Unutmayalım ki Kuran'da Allah'a itattten sonra en büyük iyilik anne babaya iyilik olarak zikredilmektedir (İsra 17/23).  Evlatların her ne kadar belirli bir yaştan sonra aileye olan bağlılıkları azalsa da onları kendimizden mahrum etmeye ve kendimizi özletmeye hakkımız olmadığını düşünüyorum. Onların bizi ısrarlı davetlerinin sebebini tam olarak ancak büyüdüğümüzde anlayacağız. Eğer anne babamızı davetlerine icabet hususunda incitmezsek, Cenab-ı Allah da bizlere yaşlılığımızda bizleri ziyaret eden evlatlar nasip edecektir. Eee ettim buldum dünyası...

8- Geceleri az uyuyarak değerli zaman dilimlerini değerlendirmek
Uykuyu azaltmak düzenli bir gayret gerektiriyor. Bu yüzden Recep ayı girmeden evvel her gün uykumuzdan 5- 10 dk kısarak kendimizi Ramazan ayına hazırlamalıyız. İmsak vaktinden önce () ve sabah namazı ile güneşin doğması arasındaki yaklaşık yarım saatlik seher vaktini ibadet ederek, Kuran okuyarak geçirmeliyiz. İmsak vaktinden sonra TV lerde yayınlanan hatimleri ailece takip edebiliriz. 
    Mümkünse iznimizi Ramazan denk getirmeli ve bu kutlu aydan daha fazla istifade etmeliyiz. En azından bu ayda, Kadir gecesinin aranması gereken son 10 günde izin kullanabiliriz. 

9- Kötü alışkanlıklardan kurtulmak için iyi bir fırsat
Sigara, alkol, harama bakma, gıybet, kibir, kendini beğenme, başkalarının kalbini kırma vb. kötü alışkanlıklarımızı bırakmak için şeytanların zincire vurulduğu bu ayı bir fırsat bilmeliyiz. Bir günahın veya bir davranışın insanın fıtratı haline gelmesi 40 gün almaktadır. Alışkanlık edindiğimiz kötü huyları 40 gün boyunca terk edersek sonrasında bu huylardan kurtulmamız daha kolay bir hal alacaktır.

10- Bütün organlara  oruç tutturmak
"Nice oruç tutanlar vardır ki, oruçtan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/441) hadisinden anlaşılacağı üzere tüm azalarımıza oruç tutturmalıyız. Gözlerimizi harama nazardan, kulaklarımızı gıybetten, burnumuzu bizi günaha yöneltecek kokulardan, ağzımızı yalandan - kalp kırıcı ve kötü sözler söylemekten, ellerimizi günahlara uzatmaktan, ayaklarımız günaha yürümekten, kalbimizi kötü hislerden - boş heveslerden sakındırmalıyız. Avamın (Halkın) orucu sadece yeme içme ve şehevi zevklerden uzak durma anlamını taşırken, havassın (seçkinlerin) orucu tüm organlarını denetim altında tutmaktır. Bu seçkinler içinde de gönlünü Allah'tan gayrına (masiva) ilgi göstermeyerek, kalbine de oruç tutturan bir zümre (alimler, arifler, aşıklar...) bulunmaktadır.


Yorumlarınızı bekliyorum. Şimdi gözler sizin üzerinizde...

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen yalnızca konu ile ilgili yorumlar yazınız. Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istedikleriniz varsa iletişim formunu kullanın.
Yorumlarınız denetlendikten sonra yayınlanacaktır. İsimsiz yorumlar artık yayınlanmayacaktır.